Aile Hukuku / Medeni Hukuk
Aile hukuku 4271 sayılı Medeni Kanun’un 118. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan, evlilik hukuku, hısımlık hukuku ve vesayet hukuku olarak üç kısımdan oluşan medeni hukukun alt dalıdır. Aileyi oluşturan bireylerin birbirlerine karşı hak ve ödevleri aile hukukuna ilişkin mevzuatça belirlenmiştir.
A) Evlilik Hukuku
Nişanlanma Nedir, Nasıl Gerçekleşir?
Tarafların nişanlanma iradelerini açıkça ortaya koymalarıyla başlayan süreç evlilik hukukunun konusudur. Taraflar özgür iradeleriyle açıkladıkları evlenme vaadi sonucu hukuken nişanlanmış sayılıp buna bağlı olarak bir takım yükümlülükler altına girmektedir. Bu yükümlülüklerin en başında ise evlenme vaadinin gerçekleştirilmesi gelmektedir. Şayet taraflardan biri kusurlu davranışta bulunarak evlenme vaadini gerçekleştirmez yahut karşı tarafın haklı nedenle nişanı bozmasına neden olursa, bu halde maddi ve manevi tazminattan sorumlu olacaktır. Bununla birlikte nişanlanmanın evlilik dışında sona ermesi halinde taraflar, kusur oranına bakılmaksızın birbirlerine vermiş oldukları, hediyelerin iadesini talep etme hakkına sahiptir.
Evlenme Nedir, Evlilik Şekli Nasıl Yapılır?
Taraflar evlilik iradelerini evlendirme memurunun önünde, şahitler huzurunda açıklayarak evlenmiş olurlar. Bu halde nişanlılık süreci bitmiş olup evlilik süreci başlamıştır. Medeni Kanun’un 134. vd maddeleri evlenmeye dair usul ve esasları belirlemiştir. Taraflar evlenme ile birlikte evliliğin kendilerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmek zorundadır. Buna göre eşler evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama, çocukların bakımını üstlenme, birlikte yaşama ve birbirlerine sadık olmak zorundadır. Evlilik birliğinin sorumluluklarından kaçan eş kusurlu davranışta bulunacak olup olası boşanma davasında, ispatı halinde, kusurlu sayılacak ve buna bağlı sonuçlara katlanmak zorunda kalacaktır.
Boşanma Nedir, Anlaşmalı Boşanma Nasıl Yapılır? Anlaşmalı Boşanma ve Çekişmeli Boşanmanın Sonuçları Nelerdir?
Eşler için evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi durumunda taraflar anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma davası ile boşanabilirler. Evlilik birliğinin sonlandırılmasına boşanma denir. Tarafların kendi aralarında imza altına alacağı ve mahkeme huzurunda teyit edeceği boşanma protokolü ile boşanmalarına anlaşmalı boşanma denmektedir. Anlaşma hali boşanmaya dair uyuşmazlığın tamamını kapsayacağı gibi bir kısmını da kapsayabilir. Hatırlatmak gerekir ki çocuğun velayetine ilişkin hususlar kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakim tarafların velayete ilişkin anlaşmasından bağımsız olarak takdir hakkına sahiptir. Şayet taraflar anlaşmalı boşanma protokolünü imzaladıkları halde yetkili mahkeme huzurunda protokolü teyit etmezse anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönecektir. Hakim bu durumda taraflara çekişmeli boşanma davasına ilişkin iddia ve savunmalarını içeren dilekçe vermeleri için süre tanımalıdır.
Eşlerin boşanmanın esasına dair hususların bir kısmında ya da tamamında anlaşamaması halinde görülecek dava çekişmeli boşanma davası niteliğindedir. Bu halde taraflar ileri sürdükleri iddiaları ispat etme külfeti altındadır. Tarafların ispat edilen iddia ve savunmalarına göre boşanmaya ilişkin kusur hali belirlenecek ve bu doğrultuda kusuru daha fazla olan taraf boşanmanın sonuçlarına katlanacaktır. Taraflar; zina, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılması, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı muamele, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenlerinden bir veya birden fazlasına dayanarak boşanma davası açabilirler.
Boşanma davası ve boşanma süreci sonucunda daha az kusurlu olan eş nafaka, maddi tazminat, manevi tazminat taleplerinde bulunabileceği gibi kusurdan bağımsız olarak taraflardan biri, varsa velayeti kendisine verilen müşterek çocuk için eğitim bakım ve gideri için iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Bununla birlikte düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesini de eşler talep edebilirler. Ayrıca varsa tarafların mal varlığı boşanma sonucunda mal rejimine göre tasfiye edilecek olup söz konusu tasfiye eşler arasında bir sözleşme olup olmadığına göre değişecektir. Mahkemece tayin edilecek maddi ve manevi tazminat ile nafaka hususunda kusur oranının belirlenmesi önem taşımaktadır. Kusur oranı ise her somut olayın özelinde değerlendirilmesi gereken bir husus olup bu nedenle boşanma aşamasında, boşanma avukatına danışılması ve destek alınması önem taşımaktadır.
Boşanma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise eşlerin son 6 ayda birlikte ikamet ettiği adres veya eşlerden her birinin ikamet adresidir.
B) Hısımlık Nedir, Soybağı Nasıl Kurulur?
Hısımlık kan hısımlığı ve kayın hısımlığı olarak ikiye ayrılır. Kişinin kan bağıyla bağlı olduğu yakın ve uzak aile bireyleri arasında kan hısımlığı bulunmaktadır. Kişinin evlendiği eşin kan hısımları ile arasında ki ilişkiye ise kayın hısımlığı denir. Kayın hısımlığı evliliğin sona ermesine bağlı olarak sona ermez. Medeni Kanun’da kan hısımlığı alt soy üst soy ve yan soy hısımlığı olarak düzenlenmiştir.
Soy bağı kişinin kan bağıyla bağlı olduğu aile kütüğünü ifade eder. Anne ile çocuk arasında ki soybağı doğumla kurulmakta olup haricen bir işlem yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte soy bağı evlat edinme yoluyla da kurulabilmektedir. Baba ile soy bağı ise kanunen, anne ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle yani soy bağının kurulması davası yoluyla kurulmaktadır. Bununla birlikte Türk Medeni Kanun’u uyarınca boşanma halinde boşanmanın gerçekleşmesinden itibaren üç yüz günlük süre dolana kadar doğan çocuğun babasının koca olduğu yönünde bir karine bulunmaktadır. Söz konusu karinenin aksinin ispatı iddia sahibinin yükümlülüğünde olup bu durum yapılan DNA testleri ile ortaya çıkabilmektedir.
Soy bağına ilişkin davalarda görevli mahkeme aile mahkemesi olup yetkili mahkeme ise taraflardan birinin dava veya doğum sırasında ki yer mahkemesidir.
C) Vesayet Nedir, Vasi Nasıl Atanır?
Vesayet, velayet altında bulunmayan çocuklar ile kısıtlı olan kimseler için vasi tayin edilmesini düzenleyen ve bu kişilerin koruma altına alınmasını öngören hukuki bir kurumdur. Vesayet makamı sulh hukuk mahkemesi olabileceği gibi asliye hukuk mahkemesi ya da denetim makamı olabilir. Vesayet makamı tarafından vesayet altına alınan kişinin iş ve işlemlerini yapmaya yetkili kılınan kişiye vasi denir. Vasi bir kişiden oluşabileceği gibi birden fazla kişi tarafından da oluşabilir. Bununla birlikte vasiye sınırlık yetki verilebilir. Vasi atama kararının ilanını takiben 10 günlük süre içinde itiraz edilmemesi halinde vasilik kararı kesinleşecek ve vasi görevin gerekliliklerini yerine getirmeye başlayacaktır. Bununla birlikte haklı sebep bulunmadıkça vasi olarak atanacak kimsenin vesayet altına alınacak kişinin hısımlarından seçilmesi kanuni gerekliliktir. Kişi akıl hastalığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı ile kötü yaşam tarzı, 1 yıldan fazla özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebi ve küçüklük nedeniyle vesayet altına alınabilir. Vasi olarak atanan kimse vesayet altına alınmış kişi adına yapmış olduğu iş ve işlemler nedeniyle vesayet makamını bilgilendirmek zorundadır. Yapılacak bazı işlemler için vesayet makamından özel yetki alınması gerektiğinden bu halde vasinin vesayet makamına başvurması zorunludur.
AİLE HUKUKUNA İLİŞKİN HİZMETLERİMİZ
Bayram & Erdağ Partners Avukatlık ve Danışmanlık Bürosu olarak aile hukukuna ilişkin müvekkillerimizin talep ve ihtiyaçlarına göre aşağıda ki hizmetleri vermekteyiz.
- Anlaşmalı Boşanma Davası
- Çekişmeli Boşanma Davası
- Boşanma Davasına Bağlı Olarak Maddi Tazminat ve Manevi Tazminat Davası
- Velayet ile Müşterek Çocuğa İlişkin Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Davası
- Mal Rejiminin Tasfiyesi
- Mal Rejimi Sözleşmesi
- Vasi Atanması
- Ziynet Eşyalarının İadesi Davası
- İştirak Nafakası ile Yoksulluk Nafakası Davası
- Aile Konutu Şerhinin İşlenmesi
- Nişanlılığın Sonlandırılmasına Bağlı Olarak Maddi ve Manevi Tazminat Davası
- Soy bağının Kurulması Davası
- Babalık Davası
- Evlat edinme ve evlatlık ilişkisinin kurulması