Ecrimisil Nedir? (Haksız İşgal Tazminatı)

Ecrimisil davası (diğer adıyla haksız işgal tazminatı) malikin, taşınır veya taşınmaz eşyanın haksız kullanımı sonucu, eşyayı kullanan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır.

Yargıtay, halen görüş olarak benimsediği, 1950 yılındaki İçtihadı Birleştirme Kararı ile ecrimisili hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak değerlendirmektedir. Bu görüşün kabulü halinde ise ecrimisil talebinde bulunabilmek için malik aleyhine zararın mevcut olması gerekmektedir. Oysaki ecrimisil hukuki niteliği itibariyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine daha çok benzemektedir. Zira sebepsiz zenginleşme olgusunda bir kimsenin haksız yere başkasının malvarlığı veya emeğinden zenginleşme hali mevcuttur. Ecrimisilde de taşınır veya taşınmaz eşyanın haksız kullanımı sonucu zilyedin elde ettiği bir menfaat bulunmaktadır.

Ecrimisil Tazminatının Şartları

Ecrimisil talebinde bulunabilmek için, Yargıtay’ın 1950 yılı tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, haksız bir işgalin vuku bulması, haksız işgal neticesinde malikin zarara uğraması ve nihayetinde fuzuli işgalcinin (şagil) kötü niyetli olması gerekir.

1) Haksız işgal

Hak sahibi olmayan üçüncü kişinin (fuzuli şagil), başkasına ait taşınmaz üzerinde o taşınmazın malikinin izni veya rızası bulunmadan gerçekleştirdiği fiili hakimiyettir. Haksız işgalden söz edebilmek için işgale dair, haksız işgalcinin ileri sürebileceği hukuka uygun bir nedenin bulunmaması gerekir. Örneğin kira kontratı bitmiş olmasına rağmen kiracının taşınmazı kullanmaya devam etmesi, başkasına ait tarlanın ekilip biçilmesi gibi durumlar haksız işgaldir.

2) Kötüniyetli zilyet

Ecrimisil Davası

Ecrimisil talebinde bulunabilmenin diğer şartı ise haksız işgalin kötüniyetle gerçekleştirilmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 3.maddesi uyarınca asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Bununla birlikte durumun gereklerine göre gerekli özenin gösterilmemesi halinde iyi niyet halinden bahsedilemez. Zilyet, zilyetliğine dair bir hakkının mevcut bulunmadığını biliyor veya gerekli özeni gösterseydi bilebilecek durumdaydı ise artık kötü niyetli zilyet olarak değerlendirilir. Bu halde zilyedin zilyetliği haksız işgal olarak değerlendirilecektir. Zilyedin kötüniyetli olması Türk Medeni Kanun’un 995. Maddesinin uygulanması için önemlidir. Zilyet, iyi niyetli olması halinde ise Medeni Kanun’un 993. Maddesi uyarınca ecrimisilden sorumlu tutulamayacaktır.

3) Malikin zarara uğraması

Ecrimisil talebinde bulunabilmenin son şartı ise haksız işgal nedeniyle malikin zarara uğramasıdır. Ecrimisili tanımlarken hukuki niteliğinin, uygulamada haksız fiil olarak değerlendirildiğini bu nedenle ecri misil talebinde bulunabilmek için malikin bir zararının bulunmasının zorunlu olduğu belirtilmişti. Zarar olgusunun ispat yükü davacıya aittir. Zarar haksız işgalin gerçekleştirildiği taşınmazdan hak sahibinin yoksun kaldığı fayda yahut haksız işgal nedeniyle hak sahibinin katlanmak zorunda kaldığı giderler olabilir.

Birlikte Mülkiyet Halinde Ecrimisil

Birlikte mülkiyet Medeni Kanun uyarınca elbirliği mülkiyeti ve paylı mülkiyet olarak düzenlenmiştir. Haksız işgal kimi zaman birlikte mülkiyetin mevcut bulunduğu malvarlığı üzerinde gerçekleşebilir. Bu halde de birlikte malik olan kimseler haksız işgalciden ecrimisil talebinde bulunma hakkına sahip olacaklardır. Ecrimisil talebinde birlikte mülkiyet mevcutsa, haksız işgalcinin paydaşlardan birisi olup olmadığı, fuzuli işgalin olduğu malvarlığı üzerinde ki birlikte mülkiyetin elbirliği mülkiyeti mi paylı mülkiyet mi olduğu hususları önem arz etmektedir.

1) Paydaş Olmayan Üçüncü Kişinin Haksız İşgali Halinde

Paydaş olmayan üçüncü kişilerin birlikte mülkiyete tabi malvarlığı üzerinde ki haksız işgali halinde ecrimisil talebi paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyetine göre farklılıklar gösterecektir. Zira birlikte mülkiyet halinde paydaşlar arasında kural olarak zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Ancak bu kural aşağıda açıklandığı üzere paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti hallerine göre değişebilmektedir.

i. Paylı mülkiyette üçüncü kişinin haksız işgali nedeniyle ecrimisil

Paylı mülkiyet, birden fazla kişinin bir mal varlığı üzerinde belirli paylar doğrultusunda birlikte malik olması halidir. Mal varlığı üzerinde ki paylar her ne kadar ayrılmış olsa bile bu ayrım maddi olarak bölünmüş bir mal varlığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle ortaklığa giren mal varlığına ilişkin yetkiler hususunda her paydaş payı oranında hak sahibi bulunmaktadır. İşte bu nedenle paylı mülkiyet halinde de bölünebilir yetkiler ile ilgili zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.

Buna karşın ortaklığa giren mal varlığı ile ilgili bölünemez bir yetkinin söz konusu olması yahut fiili taksim halinin mevcut bulunması durumunda paydaş tek başına dava ve talepte bulunma hakkına sahiptir. Ecrimisil talebi ise para alacağı olması yönüyle bölünebilir bir taleptir. Bu nedenle ecrimisili tüm paydaşların talep etmesi gerekmektedir. Ancak ifade edildiği üzere fiili taksim halinde paydaş olan kimse kendi payına dair tek başına ecrimisil talebinde bulunabilecektir.

ii. Elbirliği mülkiyetinde üçüncü kişinin haksız işgali nedeniyle ecrimisil

Elbirliği mülkiyeti halinde kural olarak paydaşların oy birliği ile yönetimi söz konusudur. Ecrimisil talebi yönünden de bu hususta bir farklılık bulunmamakta olup paydaşların haksız işgalciden ecrimisil talebinde bulunabilmesi için tüm paydaşların davacı olması gerekir.

2) Paydaşın Haksız İşgali Halinde

Ecrimisil talebinde bulunabilmek için haksız bir işgalin bulunması, haksız işgal nedeniyle zararın doğması ve zilyedin kötüniyetli olması gerekliliği ifade edilmişti. Birlikte mülkiyet halinde ise paydaşların birbirine karşı ecrimisil talebinde bulunabilmesi için ayrıca intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.

İntifadan men: Birlikte mülkiyet halinde paydaşların birbirinden talepte bulunabilmesi için haksız işgali gerçekleştiren diğer paydaşa karşı intifadan men koşulunu yerine getirmesi gerekmektedir. İntifadan men koşulu ise paydaşlardan birinin diğer paydaşa karşı ortaklığa giren mal varlığından yararlanmak isteğini bildirmesi ile gerçekleşir. Ancak ortaklığı konu malvarlığından semere elde ediliyorsa, haksız işgale konu mal varlığı üzerinde kamu kurumlarının payı bulunmaktaysa, fiili taksim hali mevcut ise bu durumda intifadan men koşulu aranmayacaktır.

Ecrimisil Tazminatının Kapsamı

Ecrimisil tazminatının kapsamı, haksız işgal nedeniyle uğranılan zarardır. Bu zarar ise şayet haksız işgal gerçekleşmeseydi davacının mal varlığının ne durumda olacağına göre belirlenir. Medeni Kanun uyarınca kötüniyetli zilyet hak sahibine vermiş olduğu zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. Yargıtay uygulamalarında ecrimisil bedeli en az kira bedeli en çok ise olumsuz zarar bedeli olarak hesap edilmektedir. Olumsuz zarar ise şayet haksız işgal gerçekleşmeseydi malikinin mal varlığının ne olacağı ile ilgilidir.

Ecrimisil Davası Zamanaşımı

Ecrimisil taleplerinde zamanaşımı açısından kanunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık sürenin uygulanabileceği düşünülse de uygulamada Yargıtay’ın 1938 yılı tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı nedeniyle 5 yıllık zamanaşımı uygulanmaktadır. Söz konusu uygulamanın halen devam ediyor olmasından dolayı ecrimisil tazminatında 5 yıllık zamanaşımı bulunmaktadır. Yargıtay içtihatlarında bu husus en az kira bedeli en çok ise olumsuz zarar bedelidir. Olumsuz zarar ise haksız işgal hiç gerçekleşmeseydi davacının uğramayacağı zarardır.

Ecrimisil Davası ile Birlikte Açılabilecek Diğer Davalar

Uygulamada ecrimisil davası genellikle başkaca davalar ile birlikte ikame edilmektedir. Davacı ecrimisil davası ile birlikte koşulları oluşmuş ise el atmanın önlenmesi davası, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tapu bedelinin ödenmesi davası, tapu iptal ve tescil davası gibi davaları açabilecektir. Ortaklığın giderilmesi davası ise görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olması nedeniyle ayrı bir dava olarak ikame edilmelidir.

Ecrimisil Davasının Tarafları

Ecrimisil davasında davacı taraf haksız işgale uğrayan eşya üzerinde ayni ya da şahsi hak sahibi olan kimsedir. Dolayısıyla malik ya da zilyet olmayan şahsi hak veya sınırlı ayni hak sahibi olan kimselerde ecrimisil davası açabilirler. Davalı taraf ise haksız işgalde bulunan ve dava konusu eşya üzerinde zilyetliğe sahip kötüniyetli kimsedir.

Ecrimisil Davası Yetkili ve Görevli Mahkeme

Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olup ecrimisil davası farklı nedenlere dayalı olarak ikame edilse bile davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekmektedir. Ecrimisil davasının haksız fiil olarak nitelendirilmesi nedeniyle davaya bakmakla yetkili mahkeme haksız fiilin gerçekleştiği yer, zararın ortaya çıktığı yer ile zarara uğrayan kimsenin ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemeler yetkili olabilecektir. Ancak ecrimisil davası ile birlikte el atmanın önlenmesi davasının da açılması halinde taşınmazlara ilişkin kesin yetki kuralı uyarınca taşınmazların bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olacaktır.

Av. Ramazan Bayram / Şubat 2023

Whatsapp Aç
Whatsapp mesajı gönderebilirsiniz.
Merhaba, Size nasıl yardımcı olabiliriz?