Malpraktis (Doktor Hatası) Nedeniyle Tazminat Davası

1. Malpraktis (Doktor Hatası) Nedir ?

Malpraktis ya da diğer adıyla hatalı tıbbi uygulama, sağlık uzmanının tıbbi müdahalede bulunurken özen, dikkat, beceri veya bilgi eksikliği sonucu hastada yaralanmaya veya zarara yol açmasıdır. Sağlık alanında ki her türlü müdahale tıbbi yükümlülükler ve standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmelidir.

Türk Tabipler Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları’nın 13. Maddesinde malpraktisin ne olduğu tanımlanmıştır. İlgili düzenlemeye göre malpraktis, “bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi hekimliğin kötü uygulaması” şeklinde tanımlanmıştır. Bahsi geçen tanımdan anlaşılacağı üzere malpraktisten söz edebilmek için uygulanan tıbbi müdahalenin standardın dışında olması ve bu nedenle hastada bir zarara yol açması şarttır.

Standardın dışındaki tıbbi müdahale sağlık uzmanı tarafından kasti, ihmali veya taksirli davranış sonucu ortaya çıkabilir. Malpraktis teşhis hatası, tedavi sırasında veya tedavi sonrası yükümlülüklerin ihlali nedeniyle, sağlık kurumunun organizasyonuna ilişkin hatalar veya tedavinin geciktirilmesi sonucu ortaya çıkabilir. Her halde hatalı tıbbi uygulama sonucunda sağlık uzmanının veya kuruluşun cezai ve hukuki sorumluluğu bulunacaktır.

2. Malpraktis ile Komplikasyon Ayrımı

Komplikasyon, tıbbi müdahale sonucu ortaya çıkması öngörülen olası rahatsızlıklardır. Gerçekleştirilen tıbbi müdahale standarda uygun olsa ve sağlık uzmanının herhangi bir kusuru bulunmasa dahi tedavi sonrasında hastada birtakım komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Zira tıbbi müdahalelerin hemen hemen hepsinde birtakım riskler mevcuttur. Dolayısıyla standart tedavi sonucu ortaya çıkan komplikasyonlar malpraktis olarak değerlendirilemez. Zira ortada sağlık uzmanına atfedilebilecek bir kusur durumu bulunmamaktadır.

Malpraktisten söz edebilmek için yukarıda da ifade edildiği gibi kusurlu bir tıbbi müdahalenin bulunması şarttır. Bununla birlikte önemle belirtmek gerekir ki her ne kadar komplikasyonlar standart tıbbi müdahale sonucu ortaya çıkabilen rahatsızlıklarsa da hekimin yine de hastayı bu konuda bilgilendirmiş olması ve hukuka uygun olarak rızasını almış olması gerekir.

Hastadan alınan tıbbi müdahaleye dair rıza için uygulamada aydınlatılmış onam kavramı kullanılmaktadır. Aydınlatılmış onamın hastadan alınmamış olunması hastaya rızası hilafına tıbbi müdahalede bulunmak anlamına gelmektedir. Bu ise vücut dokunulmazlığının ihlali olup aynı zamanda suç teşkil etmektedir. Bu nedenle tıbbi müdahale sonucu ortaya çıkan rahatsızlık komplikasyon olsa ve hatta herhangi bir rahatsızlık gelişmese dahi sağlık uzmanın aydınlatılmış onam bulunmaksızın gerçekleştirmiş olduğu tıbbi müdahale nedeniyle hukuki ve cezai yönden sorumlu olabilecektir.

Ancak hastanın bilincinin kapalı olması ve hayati tehlikesinin bulunması durumunda onam alınması mümkün olmadığı gibi böyle bir durumda hastanın rızasının var olduğu kabul edilerek gerekli tıbbi müdahale gerçekleştirilebilir.

3. Malpraktis / Doktor Hatası Nedeniyle Tazminat Davası Şartları

Malpraktis sonucu tazminat davası açılabilmesi için hastaya standarda uygun olmayan bir tıbbi tedavinin uygulanmış olması ve hastada bir zararın doğması gerekir. Standarda uygun olmayan tıbbi müdahale teşhisin doğru şekilde yapılmamış olunması, yanlış veya eksik tedavinin uygulanması, sağlık kuruluşunun organizasyonundaki yükümlülükleri gereğince yerine getirmemiş olması nedeniyle gerçekleşebilir.

3.1. Teşhis aşaması

Sağlık uzmanı hastadaki rahatsızlığı doğru tespit etmek için gerekli tıbbi uygulamayı yürütmekle yükümlüdür. Hastadaki rahatsızlığın teşhisi için tıbbi uygulamanın eksik veya gereğince yapılmaması halinde hekimin sorumluluğu doğacaktır. Örneğin baş ağrısı, kusma gibi şikayetlerle gelen bir hastanın tomografi ve MR (emar) çekimi yapılmalıdır. Tomografi ve MR çekiminin yapılmaması nedeniyle hastadaki rahatsızlığın yanlış tespit edilmesi halinde malpraktis gündeme gelecektir.

3.2. Tedavi ve tedavi sonrası yükümlülüklerin ihlali

Hastanın rahatsızlığı tespit edildikten sonra hekimin doğru tedaviyi uygulaması ve tedavi sonrası rahatsızlığın giderilmesi için gerekli önlemleri alması gerekir. Hastaya yanlış tedavinin uygulanması veya tedavi sonrası yükümlülüklerin eksik bırakılması sonucu malpraktis nedeniyle tazminat sorumluluğu doğacaktır. Örneğin hekimin hastayı yatırmayıp ayakta tedavi ederek taburcu etmesi, uzmanlık alanı olmayan bir tedaviyi uygulaması veya yanlış ilaç reçete etmesi tedavi ve tedavi sonrası yükümlülüklerin ihlalidir.

3.3. Tedavi hizmetinin organize edilmesine ilişkin eksiklikler

Hastane veya sağlık merkezinin türü ve büyüklük derecesine bağlı olarak ne boyutta sağlık hizmeti verebileceği mevzuatta düzenlenmiştir. Hastanın yaşadığı hastalığın tedavisi için gerekli olan uzmanlar ve donanımlı ameliyathane teknik cihaz ve acil ekipmanları hastanede bulunmalıdır. Yine hastanede bulunan tıbbi araçların güvenilir olması gerekmektedir.

Sağlık merkezi veya hastanenin mevzuattaki yükümlülüklerine aykırı şekilde organizasyon eksikliğine sahip olması ve bu nedenle hastanın zarar görmesi durumunda malpraktisten kaynaklı tazminat sorumluluğu doğacaktır. Örneğin hastanelerde kullanılan tıbbi araç gereçlerin virüslü olması ve bundan ötürü hastanın virüs kapması.

3.4. Hekimin tedaviden kaçınması veya tedaviyi geciktirmesi

Tıbben derhal müdahale gerektiren hastanın tedavi edilmesi hekimin ve hastanenin hukuki sorumluluğudur. Hekimin çeşitli nedenlerle tedaviden kaçınması veya geciktirmesi ya da hastanenin hastayı kabul etmemesi halinde hukuki ve cezai sorumluluk ortaya çıkacaktır. Örneğin hastanın yakını ile tartışan doktorun tedaviden kaçınması veya hastanenin acil müdahale gerektiren hastayı kabul etmemesi.

3.5. Zarar,

Malpraktis

Doktor hatası nedeniyle tazminat davası açılabilmesi için tıbbi malpraktis durumunun, yani doktorun tıbbi hatası nedeniyle hastada bir zararın meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bu zarar hastanın vücut bütünlüğüne ilişkin olmalıdır. Önemle belirtmek gerekir ki vücut bütünlüğü kişinin ruhsal ve bedensel bütünlüğünü kapsamaktadır. Dolayısıyla yanlış tedavi sonucu hastanın ruhsal ve bedensel bütünlüğünde bir bozulma meydana gelmesi halinde hasta tıbbi hata nedeniyle tazminat davası açabilecektir.

4. Doktorun Malpraktis Nedeniyle Tazminat Sorumluluğu

Hekimin malpraktis nedeniyle tazminat sorumluluğu, haksız fiil, eser sözleşmesi veya vekaletsiz iş görmeye dayanmaktadır.

4.1. Haksız fiil sorumluluğu

Doktorun tıbbi sorumluluğunu getirmemesi veya gereğince yerine getirmemesi halinde haksız fiilden kaynaklı sorumluluk doğacaktır. Haksız fiil sorumluluğunun gerçekleşmesi için doktor ile hasta arasında henüz sözleşmesel bir ilişkinin mevcut bulunmaması gerekir.

4.2. Sözleşmeye aykırılık

Acil durumlar haricinde hastaya uygulanacak tıbbi müdahalede doktor ile hasta arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmaktadır. Bu sözleşme vekalet sözleşmesi olabileceği gibi eser sözleşmesi de olabilir. Vekalet sözleşmesi için hastanın doğrudan doktora başvuruda bulunmuş olması gerekmektedir. Buna karşın hastanın belli bir sonucu elde etmek amacıyla doktora başvurması halinde ise eser sözleşmesi gündeme gelecektir. Örneğin hastanın estetik müdahale için doktora başvurması eser sözleşmesine konu iken hastanın kanser hastalığı için doktora başvurması vekalet sözleşmesine konudur.

4.3. Vekaletsiz iş görme

Bazı durumlarda hastanın tıbbi müdahale için rızasının alınması mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda hasta ve arasında vekaletsiz iş görmeye dayalı bir hukuki ilişki söz konusudur. Örneğin trafik kazası geçiren hastaya müdahale eden doktorun sorumluluğu vekaletsiz iş görmeye dayalı olarak belirlenecektir.

5. Kamu Hastanelerinin Malpraktis Nedeniyle Tazminat Sorumluluğu

Kamu hastaneleri devlete bağlı kurumlardır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde faaliyetlerini yürütmektedirler. Hastanın tedavi için kamu hastanesine başvurması halinde hasta ile hastane veya doktor arasında bir sözleşme ilişkisi kurulmamaktadır. Dolayısıyla hastaya uygulanacak tedavinin sonuçlarından doktor veya hastane değil idarenin kendisi olacaktır.

İdarenin hastaya karşı sorumluluğu hizmet kusuruna dayanmaktadır. Zira idare vermiş olduğu sağlık hizmetinin gereğince yerine getirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Sağlık hizmetini gereğince yerine getirilmemiş olması nedeniyle hastanın zarar görmesi halinde idare sorumlu olacaktır. İdare ile hasta arasındaki hukuki sorun ise idare hukukundaki hizmet kusuru ilkelerine göre çözümlenecek ve hastaya karşı tazminat sorumlusu olan taraf idare olacaktır.

6. Özel Hastanelerin Malpraktis Nedeniyle Tazminat Sorumluluğu

Hastanın tedavi için özel hastaneye başvurması halinde hasta ile özel hastane arasında sözleşme ilişkisi kurulur. Bu sözleşme ilişkisi uygulamada hasta kabul sözleşmesi ile gerçekleşmektedir. Hastaneye kabul sözleşmesinde tıbbi tedavi, barınma, yiyecek içecek ve hastanın diğer bakımlarına ilişkin sorumluluklar belirlenmektedir. Özel hastanede hizmet veren hekimin kusurlu tedavisi nedeniyle hasta zarar görürse özel hastane kusursuz biçimde sorumlu olacaktır. Özel hastanedeki hekim hasta ile hastane arasındaki sözleşmenin tarafı değildir. Burada hekim hastaya uygulanacak tedavi için ifa yardımcısı görevinde olup sorumluluğu da buna göre belirlenecektir.

7. Malpraktis Nedeniyle Tazminat

Tıbbi tedavinin yanlış uygulanması sonucu hasta zarar görürse maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Hastanın açacağı maddi tazminat davasının kapsamı uğramış olduğu zarara göre değişecektir. Ölüm halinde hayattayken destek olduğu kimseler, sorumlulardan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilir. Hastanın yaşaması halinde ise kendisi kazanç kaybı, geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi ve hastane masrafları talep edebilecektir. Yine hastanın veya hastanın ölümü halinde yakınlarının manevi tazminat isteminde bulunma hakları bulunmaktadır.

8. Yetkili ve Görevli Mahkeme

Sözleşmeye aykırılık halinde malpraktis nedeniyle tazminat davalarında tüketici mahkemeleri görevlidir. Kamu hastanelerinde gerçekleştirilen tıbbi müdahalelere ilişkin malpraktis davalarında ise idare mahkemeleri görevlidir.

Hasta tıbbi müdahale nedeniyle tazminat davasını doktorun meslek sigortasını yapan sigorta şirketine karşı açacaksa asliye ticaret mahkemeleri görevli olacaktır. Yetkili mahkeme ise görevli mahkemeye göre değişecektir. Belirtmek gerekir ki tıbbi hata nedeniyle tazminat davalarında davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir. Bununla birlikte tüketici mahkemesinin görevli olduğu hallerde tıbbi müdahalenin gerçekleştirildiği yer ile hastanın yerleşim yeri mahkemeleri de görevli olacaktır.

Av. Ramazan Bayram / Ocak 2025

Whatsapp Aç
Whatsapp mesajı gönderebilirsiniz.
Merhaba, Size nasıl yardımcı olabiliriz?