Miras hukuku, adalet ve aile bağları arasında hassas bir denge kurarken, bazı miras bırakanlar (murisler) bu dengeyi bozarak saklı pay sahibi mirasçılarının haklarını ihlal edebilecek yollara başvurabilir. İşte miras paylaşımı konusunda tam da bu noktada, mirastan mal kaçırma yani muris muvazaası kavramı karşımıza çıkar. Aşağıda muris muvazaasına dair detaylı bilgilere ulaşacaksınız.
1. Muvazaa Nedir ?
Türk Borçlar Kanunu’nun 1. Maddesi ile tarafların karşılıklı birbirine uygun açıkladıkları irade beyanı sonucu kurulan hukuki ilişkinin sözleşme olduğu belirtilmiştir. Buna karşın bazen tarafların açıkladıkları irade beyanı ile gerçek niyetleri farklılık gösterebilir. Taraflardan birinin karşı tarafa gerçek niyetini saklayarak bir irade beyanında bulunması hali, aldatma kapsamına girmekte olup bu durumda gerçekte kurulmuş bir sözleşmenin varlığından söz edilemez.
Muvazaa ise tarafların üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla kendi gerçek iradelerini sakladıkları ve görünüşte farklı beyanlar ile gerçekleştirdikleri esasında bir sonuç meydana getirmeyen anlaşmadır. Aldatmada sözleşmenin taraflarından birisi sözleşmenin diğer tarafını yanıltmaktayken muvazaada taraflar kendi aralarında anlaşarak üçüncü kişileri yanıltmaktadır. Sözleşmenin tarafları bilerek ve isteyerek gerçekteki irade beyanları ile açıkladıkları beyanları arasında bir uygunsuzluk meydana getirmekte ve böylece üçüncü kişileri yanıltmaktadır.
Muvazaalı Ne Demek?
Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçekte istemedikleri bir hukuki işlemi yapmış gibi göstermeleridir. Bu tür işlemler, resmi olarak geçerli görünse de aslında tarafların gerçek iradesini yansıtmaz. Türk hukukunda muvazaa, borçtan kaçınma, mirastan mal kaçırma veya vergi avantajı sağlama gibi amaçlarla sıkça karşımıza çıkar. Borçlar Kanunu ve Yargıtay içtihatları, muvazaalı işlemleri geçersiz sayarak hakkaniyeti korumayı amaçlar. Özellikle muris muvazaası, mirasçılardan mal kaçırma davaları, hukuk sistemimizde önemli bir yer tutar.
2. Mirastan Mal Kaçırma / Muris Muvazaası Nedir ?
Miras bırakan yani muris, çeşitli nedenlerle bazen mirasına dair malları mirasçılarından kaçırmak isteyebilir. Muris muvazaasında miras bırakan, mirastan mal kaçırmak için üçüncü bir kişi ile arasında gerçekte bir bağışlama sözleşmesi yapmakta ancak bu sözleşmeyi çeşitli şekillerde gizlemektedir. Böylece mirastan mal kaçırmak isteyen muris, mirasçılarını yanıltmaktadır.
Uygulamada genellikle miras bırakan, mirastaki malları üçüncü bir kişiye satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devretmektedir. Gerçekte ise taraflar arasında bu şekilde bir sözleşme bulunmamakta, miras bırakan mallarını diğer tarafa bedelsiz olacak şekilde devretmektedir. Murisin gerçekte yapmış olduğu işlem bağışlama sözleşmesidir. Muris bu şekildeki hukuki işlemlerle, mirasın tamamı veya bir kısımını, mirasçıların tamamı veya birkaçından kaçırmaktır.
Yargıtayın 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı ile mirastan mal kaçırmanın hukuki karşılığının muris muvazaası olduğu belirtilmiş ve konuyla ilgili,
“Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde,
saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu`nun 18.(19) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanun`un 507. (565) ve 603. (669) maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına…”
şeklindeki kararı ile miras hakkı çiğnenen mirasçıların muris muvazaası ile ilgili dava açabileceği karar altına alınmıştır. Sonuç olarak miras bırakanın mirastan mal kaçırmak için yapmış olduğu muvazaalı işlemlere karşı, mirasçıların açtığı dava mirastan mal kaçırma davasıdır.
3. Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma) Unsurları Nelerdir ?
Muris muvazaasının görünüşteki işlem, muvazaa anlaşması, mirasçılardan mal kaçırma amacı ve gizli işlem yapma şeklinde unsurları bulunmaktadır.
3.1. Görünüşteki işlem
Mirastan mal kaçırmanın ilk unsuru olan görünüşteki işlem tarafların aralarındaki esas hukuki ilişkiyi gizlemek amacıyla gerçekleştirmiş oldukları hukuki işlemdir. Miras bırakan ile üçüncü kişi bu şekilde gerçekte olmayan işlem ile mirasçıların baskılarına maruz kalmamak ve miras bırakanın ölümünden sonra miras hukukuna dair çeşitli davalara maruz kalmamak amacıyla bir işlem gerçekleştirirler. Uygulamada genellikle taşınmazın tapuda resmi satış olarak gösterilip devri, zilyetliğin devri gibi hukuki işlemler ile mirastan mal kaçırma gerçekleştirilmektedir.
3.2. Muvazaa anlaşması
Muvazaa anlaşması ile miras bırakan ve üçüncü kişi görünüşteki işlemin kendi aralarında hukuki bir sonuç doğurmamasını sağlamaktadır. Örneğin miras bırakan gerçekte mirasını üçüncü kişiye bağışladığı halde üçüncü kişi ile arasında satış sözleşmesi gerçekleştirmiş olabilir. Muvazaa anlaşması ile taraflar arasında satış sözleşmesinin sonuçlarının doğmayacağı konusunda taraflar anlaşmaktadır. Böylece görünüşteki işlemin gerçekte taraflar arasında bir sonuç doğurmaması ve alacak borç ilişkinin oluşmaması sağlanmaktadır.
3.3. Mirasçılardan mal kaçırma amacı
Muris muvazaasının temel saiki miras bırakanın mirastan mal kaçırma isteğidir. Miras bırakanın bu yöndeki arzu ve iradesi muris muvazaasının ayırt edici özelliğidir.
3.4. Gizli işlem
Miras bırakanın gerçekte yapmayı istediği hukuki işlemi ifade etmektedir. Bu işlem gerçekte miras bırakanın iradesini yansıtan işlem olup görünüşteki işlemin ardına gizlenmektedir. Muris muvazaasında gizli işlem daima bağışlama sözleşmesidir.
4. Muris Muvazaası Olarak Sayılan Haller Nelerdir ?
Muris muvazaası davası sınırlı hallerde açılabilmektedir. Bu nedenle davanın aşağıda belirtilen hukuki işlemlerin varlığı halinde açılması zorunludur.
Miras bırakan tarafından, maliki olduğu taşınmazın mirasçılardan birine satış sözleşmesi ile devredilmiş gibi gösterilmiş olması. Gerçekte ise miras bırakan taşınmazı mirasçıya bağışlamaktadır.
Miras bırakan tarafından görünürdeki işlem olarak ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapılması suretiyle mirastan mal kaçırılması. Miras bırakan üçüncü kişi veya mirasçısı ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmakta gerçekte ise mirastan mal kaçırmak için bağış sözleşmesi yapmaktadır.
5. Muris Muvazaası Kabul Olmayan Haller Nelerdir?
Mirastan mal kaçırmaya dair Yargıtay’ın 01.04.1974 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararından yukarıda söz edilmişti. Muris muvazaasına dair davalarda bugünde geçerliliğini sürdürerek esas alınan söz konusu içtihadı birleştirme kararı ile mirastan mal kaçırma davasının sınırları ve sonuçları belirlenmiştir. Buna göre:
Miras bırakanın üçüncü bir kişiden bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazı, doğrudan olacak şekilde, bağışlamak istediği üçüncü kişi adına tescil ettirmesi halinde muris muvazaasından bahsedilemeyeceği bu durumda mirasçıların şartları varsa tenkis davası açabileceği belirtilmektedir.
Murisin, mirastan mal kaçırmak amacıyla gerçekleştirmiş olduğu ve gerçekte bedelini almadığı halde maliki olduğu taşınmaz üzerinde üçüncü kişi lehine kurmuş olduğu intifa hakları muris muvazaası davasına konu edilemez.
- Miras bırakanın üçüncü bir kişi ile yapmış olduğu ve tapuya şerh ettirdiği uzun süreli kira sözleşmeleri
- Miras bırakanın gerçekte karşılığı olmadığı halde borç varmışçasına düzenlemiş olduğu borç senedi
- Vasiyetname sonucu üçüncü kişi veya mirasçılara yapılan kazandırmalar
- Miras bırakanın şirket payının devri
6. Murisin Asıl Yapmak İstediği İşlem Olarak Bağışlama Sözleşmesi
Bağışlama sözleşmesi ile bağışlayan karşılıksız bir şekilde malvarlığından bir kısmını sözleşmenin diğer tarafına kazandırmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 285.maddesinde
“Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir”
şeklinde tanımlanmıştır. Bağışlama sözleşmesi tek tarafa borç yükleyen yani bağışlayan borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin karşı tarafı açısından yerine getirilmesi gereken herhangi bir edim borcu doğmamaktadır. Muris mirastan mal kaçırmak için gerçekte bu şekilde bağışlama sözleşmesi yapmaktadır.
7. Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir ?
Muris muvazaası davasını miras bırakanın mirasçıları açabilir. Ancak reddi miras yapan, miras hakkından feragat eden veya mirasçılıktan çıkarılan kimseler davanın tarafı olamazlar. Dava muvazaalı işlem yoluyla mal varlığını devralan üçüncü kişiye karşı açılır.
8. Muris Muvazaası / Mal Kaçırma Nasıl İspatlanır?
İddia edenin iddiasını ispat etmesi gerektiği yönündeki ispat kuralı muris muvazaası davasında da geçerlidir. Buna karşın miras bırakanın muvazaalı işlem yapıp yapmadığının tespiti oldukça güçtür. Zira görünüşteki işlem şeklen geçerli bir işlem olup, gerçekte yapılan işlem ise görünmediği için tespit edilememektedir.
Bu nedenle Yargıtay tarafından muvazaalı işlemin tanık dahil her türlü hukuki delil ile ispatlanacağı hükme bağlanmıştır. Önemle belirtmek gerekir ki tanık beyanları ile iddianın ispat edilebilecek olması davanın kazanılması açısından tek başına yeterli olmayabilir. Bu nedenle konu ile ilgili miras avukatından hukuki destek alınması elzemdir.
9. Mirastan Mal Kaçırma / Muris Muvazaasında Zamanaşımı
Miras bırakanın vefatından sonra açılacak olan muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davası her zaman açılabilir. Bu açıdan muris muvazaası zamanaşımına tabi değildir. Zira hukukumuzda ayni haklara ilişkin yolsuz tescil nedeniyle açılacak davalar zamanaşımı kapsamında bulunmamaktadır.
10. Yetkili ve Görevli Mahkeme
Taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Konuyla ilgili danışmanlık hizmeti almak ve detaylı sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Av. Ramazan Bayram / Mart 2025